page-home Sadri Maksudi Arsal

Ord. Prof. Sadri Maksudi Arsal
1878-1957

Sadri Maksudi Kimdir: Kazan Türklerinden Sadri Maksudi Arsal, 1925-1935 yıllarında Atatürk inkılaplarına değerli katkılarda bulunmuş; aldığı görevler ve yayınladığı eserlerle hukuk, dilbilimi ve tarih alanlarında öncülük etmiş çok yönlü bir bilim, fikir ve devlet adamıdır.

Sadri Maksudi'nin ilginç bir siyasi yaşam serüveni vardır: Üç ayrı ülkenin parlamento üyeliğini yaptı ve bu ülkeleri yurtdışında temsil etti. 1902-1906 yıllarında Paris’te Sorbonne Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci iken aynı zamanda hem École des Hautes Études Sociales'ın hem Collège de France'ın derslerini izlemesi, ilerideki fikri gelişmelerini etkiledi. 1906'dan itibaren Rusya Çarlık idaresindeki Kazan Türklerinin haklarının savunulmasında faal bir rol üstlendi. Rusya İmparatorluğu'nun ilk kez meşrutî idareye geçişi ile kurulan Duma’nın II. ve III. dönemlerinde Rusya Türklerinin temsilcisi olarak Kazan’dan milletvekili seçildi. Duma'nın Berlin ve Londra'ya gönderdiği heyetlerde yer aldı. 1917 ihtilalinden sonra o yıl, daha sonraları İdil-Ural Devleti adını alacak, İç Rusya ve Sibirya Müslümanları Milli-Kültürel Muhtar İdaresi'nin Meclis Başkanlığına seçildi, 1919 Paris Barış Konferansı'nda bu devletin haklarını savundu.

1923 yılında ailesi ile Paris’e yerleşti ve Sorbonne Üniversitesi Slav Araştırmaları Enstitüsünde görev aldı. 1925'te Atatürk'ün daveti üzerine Türkiye'ye geldi ve yeni açılan Ankara Hukuk Mektebi’nde “Türk Hukuku Tarihi” dalını kurdu. Türklerin İslam öncesi hukuku konusunda ilk kez eğitim verdi. Ordinaryüs Profesör Sadri Maksudi İstanbul Üniversitesi'nde de uzun yıllar Hukuk Felsefesi, Umumi Hukuk Tarihi ve Türk Hukuku Tarihi derslerini verdi.

1934'te Arsal soyadını alan Sadri Maksudi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üç dönem milletvekilliği yaptı. Tek parti döneminde Şebinkarahisar (1931-1935) ve Giresun milletvekilliğinde (1935-1939) bulundu. 1950 yılında, bu defa Demokrat Parti'den Ankara milletvekili olarak TBMM’ye girdi ve bu dönemde Türkiye adına Avrupa Konseyi çalışmalarına katıldı.

Bu Sitenin

Amacı: Sadri Maksudi Arsal'ı ve fikri mirasını tanıtmayı amaçladığımız bu sitede, onun eserlerinden ve hakkında yazılanlardan oluşan bir arşiv sunulmaktadır. Hakkında yazılmış çok sayıda kitap ve yüzlerce makale bulunmakla birlikte bugüne kadar yaşadıkları ve yaptıkları yeterince araştırılmamıştır. Bu arşiv ile akademik çevrelerin dikkatini çekmeyi ve yeni araştırmaları özendirmeyi ummaktayız. Burada, bu yaklaşım çerçevesinde; her ülkeden, her kesimden, her bilim dalından ilgi duyacakların Sadri Maksudi Arsal'ın görüşlerine dijital ortamda erişebilmelerini sağlamak önceliğimiz olmuştur.

Kapsamı: Sadri Maksudi Arsal bizlere devasa bir arşiv bırakmıştır. Burada bugüne kadar hiç görülmemiş resimleri, bilinmeyen eserleri ve ilginç belgeler bulunmaktadır. Erişilebilen her eseri bu siteye dâhil edilmiş, 1911 yılı Türk Yurdu makaleleri gibi kimi yazıları, genç nesillerin anlayacağı şekilde günümüz Türkçesine uyarlanmıştır.

Daha çok kitapları ile tanınmasına karşılık, yaşamının farklı kesitlerinde yaptığı konuşmalar da son derece değerli ve önemlidir. Hatta bu konuşmaları yaşamı boyunca savunduğu fikirleri daha iyi yansıtmaktadır. Burada o konuşmaların ancak bir kısmı değerlendirilebilmiştir. Konuşmalarının yanı sıra gazetelerde yayınlanan makaleleri de o günlerin sorunlarına ışık tutarken, demokrasi ve ideoloji gibi konularda günümüzün sorunlarına rehber niteliğinde çözümlemeler getirmektedir.

Yazarı: Sitenin tasarımı ve mimarı Sadri Maksudi Arsal'ın torunu Gülnur Üçok olmakla birlikte bu siteye çok sayıda kimsenin katkısı olmuş, bu site kolektif bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkmıştır.

Hakkında Ne Dediler

Prof. Halil İnalcık
Anmak ve kutlamak gerçek insani fazilettir. Fakat öyle olaylar vardır ki, onları anmak milli bir vazifedir. Bu anmalar milletin kendi ölmez ideallerine bağlılığını ifade eder, milli şuurun canlılığına tercüman olur. Milli hayata ve kültüre hizmet edenlerin anılması, milli şuurun olgunluk ve uyanıklığına delildir.

Bu fikirleri, ölümünden iki yıl sonra, Ord. Prof. Dr. Sadri Maksudi Arsal’ın son kitabından hülasa ederken, yalnız onun öğretici meziyetlerini değil, Türklük için büyük mânasını düşünüyorum. Sadri Maksudi Arsal iki yıl önce Şubatın yirmisinde ebediyete intikal etti. O, yalnız yirmi yıldan fazla Hukuk Fakültesindeki kürsüsünden binlerce Türk gencine hak ve adalet mefhumlarını anlatan bir hoca değildi.O sadece insanlığın büyük düşünenlerini, asıl kaynaklarından inceleyerek onları bir Türk görüşü ile tefsir bir Türk mütefekkiri olmakla kalmadı. O bilhassa Atatürk’ün, inkilâp devrinde yakınlarından olarak modern Türkiye’nin kültür temellerinin atılmasında başlıca yardımcılarından biri oldu.

Sadri Maksudi’nin bütün faaliyetlerine yol gösteren ve nüfuz eden öz kudret vardı: Türklüğe ve geleceğine büyük iman. Sadri Maksudi, Türk varlığının, tarihte ve medeniyet alanında büyüklüğünü yakinen kavramış ve duymuş ve onun yücelmesi için hayatını vakfetmiş milli mücahitlerdendi.
(Vatan Gazetesi 2 Mart 1958)

Prof. Tayyip Gökbilgin
“Sadri Maksudi Arsal’ın ilim ve kültür tarihimizde, özellikle millî tarih meseleleri ve Türklük konularında işgal ettiği mevki çok büyüktür, çok önemlidir. O otuz seneden fazla bir zaman, Türk ilim hayatında Üniversitelerimizde ve millî kültür alanında değeri ölçülemeyecek çalışmalar yapmış, bu arada Türk tarihçiliğine, Türk Tarih Kurumunun bünyesi içinde geniş bilgisinden, sarsılmaz enerjisinden ve Türklük davalarındaki temiz ve ateşli duygularından meydana gelmiş büyük hizmetler ifa etmiştir”. (Gökbilgin, Tayyip, "Sadri Maksudi'nin Türk Tarihi ve Türk Soyu Hakkındaki Görüşleri",
Türk Yurdu Nisan Mayıs 1970, Cilt II, Sayı 4, sayfa 23-27)

Prof. Dr. Nadir Devlet
"Sadri Maksudi bilhassa Tatar halkının 20. Yüzyıl tarihindeki en mühim şahsıdır. Onun ortaya attığı fikirler ve hareketleri son zamanlara kadar örnek olarak kalmıştır."
Nadir Devlet, "Ölümünün 50. yılında Devlet Adamı ve Düşünür Sadri Maksudi Arsal, 13 Mayıs 2007"

Prof. Dr. Reha Poroy
Müesseselerin muhakkak ki kendilerine has ve devam eden şahsiyeti vardır. Diğer taraftan, müesseseler ancak bazı insanlar sayesinde doğar ve yaşarlar. Bu insanları anmak, müessesenin kubbesi altında çınlamış sesleri duyar gibi olmak, sadece bir kadirşinaslık değildir, o müessesenin değerlendirilmesi ve ilerlemesi için lüzumludur. İşte Ord. Prof. Sadri Maksudi Arsal, Hukuk Fakültemiz için bu nitelikte bir insandır.
(İ.Ü. Hukuk Fakültesinde yapılan anma toplantısının açış konuşması. Türk Kültürü Dergisi, Yıl V, Sayı 53, Mart 1967)